El-Razi Kimdir ? ( Hayatı-Felsefesi-Tıbbı-Kimyası-Eserleri-Din Anlayışı)

4 Mayıs 2010 Salı

HAYATI

İslam tarihinde hekim-filozof tipinin en başarılı temsilcilerinden biri olan Razi 865 Rey doğumludur.

Batılıların “Rhazes” dedikleri bu ünlü hekim gençlik döneminde felsefe ve edebiyatla ilgilenen , şiir yazan , ud çalıp şarkı söyleyen, sakalı bıyğı çıktıktan sonra “ Artık musiki ile uğraşmak yakışık olmaz” diyerek bundan vazgeçen ilginç bir şahsiyettir.

Hipokrat ve Galen’den sonra tıp ilmine yaptığı önemli katkılardan dolayı “Arapların Galen” unvanıyla anılır.

Hayatını kuyumculukla kazanırkenbu meslek ondan kimyayta karşı merak uyandırmıoş, kurduğu laboratuarda kimya deneylri yaparken ortaya çıkan gaz ve buharlar sebebiyle gözleri rahatsızlanmış, bu hastalığı hayatı boyunca sürmüştür. Biruni’ye göre Razi’nin kimyadan sonra tıbba yönelmesinin asıl sebebi gözlerindeki rahatsızlıktır.



Razi’nin kimlerden tahsil gördüğüne dair yeterli bilgi yoktur. Ancak felsefe sahasında Fihrist Balhi’ nin fikirlerini kendisine maletmiş olmalıdır.

Ebu Bekir er-Razi, tahsil için çıktığı uzun seyahati esnasında Horasan bölgesindeki ilim ve kültür merkezlerinde bulunmuş; hekimlikte şöhrete kavuştuktan sonra Halife Muktefi-Billah’ın daveti üzerine otuz yaşlarındayken Bağdat’a gitmiştir. Rey’de hastane başhekimi olduğu ve Bağdat’ta da aynı görevi üstlendiği bilinmektedir. Devrin hastane başhekimi olduğu ve Bağdat’ta da aynı görevi üstlendiği bilinmektedir. Devrin en büyük tabibi olmak şöhreti onu bir saraydan diğerine sevk etmiştir.

Otobiyografi mahiyetindeki es-Siretü’l-felsefiyye’sinde 20.000 varaktan fazla yazı yazdığını belirtir. Öyle ki onu anlatanlar ya bir kitabı istinsah ederken ya bunları müsvedde yaparken gördüklrini söylerler.

“Hayatın Sokrat’ınkine benzemediğini sen filozof olamazsın” diyenlere karşı ülkesinde hiç kimsenin tıp alanında kendisini geçemediğini, filozof adına yakışmayacak hiçbir davranışta bulunmadığını, fizik ve matematik disiplinleriyle ilgili 200’e yakın eser yazdığını belirtip, “ Ulaştığım bu bilgi düzeyi filozof adını almama yetmiyorsa keşke bileydim, çağımızda bu isme layık olman kim var?” diyerek kendisini savunmuştur.

Razi, dönemin hoşgörü ortamında gelişen dini ve felsefi düşünce hareketleri arasında Eflatun felsefesinden esinlenerek deist dünya görüşünü temellendirmeye çalışan bir filozof olarak bilinir.

Razi, felsefesinin çok büyük görüş farklılıklarını barındırdığının bir göstergesidir. Belirli insanların muhatap kabul ettiği ve dolayısıyla diğer zamanlardaki başka insanları dışarı tuttuğu için Tanrı’nın adaletiyle çeliştiğini gerekçe göstererek vahyi imkânsız görmektedir.

Allahın verdiği akıl gücü ve adalet duygusunun insanlar arasında düzeni sağlayacağı ve mutlu bir hayat gerçekleştireceğini, bunun için dine ve bir peygamberin rehberliğine gerek olmadığını savunan cüretkâr görüşleri sebebiyle gerek çağdaşları gerekse sonraki dönem filozof ve kelamcıları tarafından eleştirilmiş ve eserlerine reddiyelere yazılmıştır. Bununla birlikte felsefi akideleri en çok Şii çevrelerde yankı bulmuştur.

Hayatının sonlarına doğru gözlerine katarakt inen Razi 925 yılında Rey’de vefat etmiştir.



Felsefesi


Düşünce tarihinde bir filozof için temel sorun “bir” ile “ çok” ya da ezeli olanla sonradan olan, değişmeyenle değişen varlık arasındaki ilişkiyi makul bir sistem halinde temellendirmektir. Razi, Tanrı-varlık arasındaki ilişkisini ve kozmik varlığın ortaya çıkışını beş ezli ilke : Tanrı( el- kudemaü’l-hamse) adını verdiği sistem ile açıklamaktadır. Bu beş ezeli ilke; Tanrı ( yaratıcı ya da el-bari ), Nefs ( külli nefis), zaman 8dehr), mekan ve madde ( heyula)dir. Başlangıçta bu beş varlk aynı anda mevcuttu ve bu hareket söz konusu değildi. Nefs, maddeyle birlikte olmaya yönelik aşırı arzusuna yenik düşmüş ve böylece hareket başlamış, ancak bu düzensiz bir şekilde olmuştur. Tanrı merhamet sahibi olduğundan Nefs’e ve aleme merhamet etmiştir. Nefs’e aklı bahşederek ona kendi hatasını anlama ve düzensiz hareketi düzenleme imkanı sağlamıştır. O dünyadaki kötülüğün Tanrı’dan değil Nefs’in maddeyle kurduğu ilişkiden kaynaklandığı söyler. Razi’ye göre bu dünyanın kirinden, pasından arınmayı sağlayacak olan din değil felsefedir.



Razi Kindi’nin benimsediği gibi yoktan ve zaman içinde yaratmayı hiçbir şekilde kabul etmemektedir.

Razi metafiziğin omurgasını oluşturan bu beğ ezeli ilke ve onunb bu yöndeki görüşlerini segilediği el-İlmü’lilahi adlı çalışması , İslam düşüncesi tarihinde en çok eleştiri olan ve üzerine en fazla reddiye yazılan eserlerdendir. Filozofa yapılan itirazlar Allah’tan başka ezeli varlık kabul ettiği , sistemin kendi içinde çelişkiler barındırdığı ve bu sistemin orijinal olmayıp Sokrat öncesi filozoflarından ya da Harranlı Sabiiler’den veya Maniheist’lerden alınmış olduğu şklindendir. İsmaili yazarların onunla tartışm halinde olması dikkate değer. İsmaililerin Razi’nin takındığı tutuma karşı hücumlarının bağlıca konuları şunlardır: zaman, tabiat, ruh ve peygamberlik. Karşı çıkışları her şeyden önce Razi’nin felsefesinin en belirleyici savını, beş ebedi ilkenin benimsenişini hedef alır. Razi, uyumuş ruhları uyandırılma görevinin filozoflara ait olduğunu söylerken, İsmaililer is bu ruhların uyarılması görevinin filozofların gücü üzerinde olduğu cevabını verirler.

El-İlmü’l-ilahi adlı eserinde yapılan alıntıları ve özet metinleri Paul Kraus tarafından Resa’il felsefiye başlığı altında yayımlanmıştır. (Kahire 1939 )


Tabiat Felsefesi


Tabiattaki her çeşit oluşum, gelişim ve değişimi teorik düzeyde temellendirmeye çalışan ve tabiiyyun ( natüralistler) olarak bilinen bu felsefe akımının kurucusu Razi’dir. Deist bir filozof olan Razi aynı zamanda koyu bir rasyonalisttir. Çalışamalrında gözlem, deney ve tümevarım yöntemini başarıyla uygulamıştır. Razi yapısı gereği maddenin dinamik olarak hareket etme gücüne sahip olduğunu savunmuş ve bu konudaki düşüncelerini İnneli’l-cismi hareke min zatih ve inne’l-hareke mebde’ün tabi’iyye adlı eserinde temellendirmeye çalışmıştır. Ayrıca tabiat ve tabiat olaylarının yorumu üzerine otuz iki eser kaleme almış, fakat bunlar güzümüze ulaşmamıştır.


Ahlakı


Kindi’den sonra Razi’den dini telakkinin dışına çıkarak ahlakı bir felsefe problemi tarzında ele almıştır. Bu konudaki temel kitabı et-Tıbbü’r-ruhani’dir. Razi, ruh sağlığının belli ahlak ilkelerine sadakatle kazanılacağını savunur. Ayrıca filozof, “Alamatü’l-ikbal ve’d-devle” isimli risalesinde karizmatik bir liderde bulunması gereken ahlaki ve psikolojik özellikleri on madde halinde sıralamıştır. Hekimlik ahlakıyla ilgili tespit ve tavsiyeleri içeren Ahlaku’t-tabib isimli risalesi is günümüze ulaşmıştır ve kendi alanında ilk eser sayılmaktadır.

Razi’nin referansları filozofların üstadı ve en büyüğü diye nitelediği Eflatun ile Galen ( Calinus ) ve onun Kita fi’l-Ahlak ‘ının muhtasarıdır. Son dönem Stoa ahlak felsefesinin temsilcilerinden olan Galen’in bu eseri vasıtasıyla Stoacı görüşler İslam toplumunda yankı bulmuştur. Ayrıca onun kaynakları arasında Kindi’nin el- Hile li-def’il-ahzan ile Razi’nin içinde yaşadığı toplumun ahlak konusundaki değer yargılarını da saymak gerekir.


Razi yirmi kısa bölümden oluşan et-Tıbü’r-ruhani’nin ilk bölümünde yaratıcının insana lutfettiği en büyük ve en yararlı nimetin akıl olduğunu belirterek bu konuda rasyonel bir yöntem izleyeceğinin işaretlerini verir. İnsanı hayvanlardan üstün kılan en önemli güç akıldır; varlığı akıl sayesinde tanır, bilim ve sanatı akılla yapar, Allah’ı da akılla buluruz. ŞU halde davranışlarımızda akla uygun olduğu ölçüde ahlaki sayılır. Aklın işlevini yapmasına en büyük engel ise nefsani arzulardır. Duygular ve arzular aklı mahkum durumuna düşürebilir. Aklın önündeki engelleri aşabilmek için Allah insana hayvanlarda bulunmayan ve irade denilen bir yetenek vrmiştir. Şu halde insanın ahlaki bir kimlik kazanabilmesi için eğitime ve irade egzersizine ihtiyacı vardır. Ancak filozof iradeyle ilgili görüşlerinde oldukça kötümserdir. Ona göre çoğunlukla insanlar akıl ve iradeleriyle değil tutku ve ihtiraslarıyla hareket ederler. Halbuki mutluluğa giden yol akıl , bilgi ve güçlü bir iradeden geçer. Razi’ye göre kendine hâkim olabilen iradeli insan tipini erdemli filozof oluşturur ki bu ideal filozof tipinin ahlak felsefesinin kurucusu Sokrat olduğuna şüphe yoktur.


Razi, aklın işlevini tam olarak yapmasına ve insanın mutluluğuna engel saydığı için hazcılığı eleştirir. Ona göre normalin dışına çıkmak elemi, normal hale dönüş ise hazzı meyfana getirir. Burada vurgulanmak istene husus, sıkıntı ve zahmetlere katlanarak elde edilen maddi hazların çok kısa sürdüğü gerçeğidir. Çünkü vücut doyum noktasına ulaşınca yani tabii hale dönüşünce artık haz duymaz. Razi haz-elem ilişkisini şu örnekle açıklar: Serin gölgede oturan biri oradan ayrılıp kızgın güneş altında yürürken elem duyar, önceki yerine dönünce haz ve huzur bulur. Fakat vücudu kısa sürede ortama alışınca yani tabii hale dönünce arttık haz almamaya başlar. Razi’ye göre bu durum bütün maddi hazlar için geçerlidir.

Hazcılığı eleştirirken Eflatun gibi Razi de aşkı bir tür ruhi hastalık sayar; aşıkları şehvet düşkünü , nefsani arzuların kulu kölesi olmakla suçlar ve hayvanlardan daha aşağı düzeyde olduklarını söyler.

Razi hazzın mahiyetiyle ilgili Kitabül’l-Lezze adlı günümüze ulaşmayan bir eser yazmış ve bu çalışması da kültür çevrelerince hayli tepkilere yol açmış üzerine reddiyelere yazılşmıştır.


Din Anlayışı

Yaratıcı bir Tanrıya inandığı halde peygamberliği ve dini kabul etmeyen Razi’ye göre Allah’ın verdiği akıl gücü ve adalet duygusu sayesinde insan , peygamberin ya da herhangi bir ruhaninin aracılığıyla gerek kalmadan kendi yolunu kendisi bulabilir. Allah’ın insanlar arasından peygamber veya ruhani bir şahsiyeti üstün niteliklere donatarak imtiyazlı kılması ve insanlara mürşit olarak göndermesi O’nun hikmet, adalet ve merhametiyle bağdaşmayan bir durumdur. İnsanlar akıl ve diğer nitelikleri açısından eşit yaratılmıştır, üstün niteliklerle donatılmış imtiyazlı birinin varlığı bu eşitliği bozar. Ayrıca filozof tarih boyunca devam eden savaşların din farklılığından ileri geldiğini, dolayısıyla insanlığı kurtarma kurtarma iddiasıyla ortaya çıkan peygamberlerin insanlığın felaketini hazırladığını ileri sürmektedir. Bu düşünceleri nedeniyle hiçbir dini olguyu eleştirmekten çekinmez. Ayrıca mucizenin kehanetten, Kur’andaki icazın sanat dğeri yüksek bir şiirden farklı olmadığını söyler. Kısaca Razi ‘ye göre Yüce Allah’a en yakın olan kul en bilgin, en adil, en merhametli ve en şefkatli olandır. Bütün filozoflar,” Felsefe insanın gücü yettiği ölçüde Allah’a benzemesidir” sözüyle bunu anlatmak istemiştir. (es-Siretü’l-felsefiyye)

Tıbbı

Horasan bölgesindeki çeşitli merkezlerde Yunan, Hint, İran ve İslam tıbbı üzerinde araştırmalar yapmış ve Helenistik çağın en ünlü hekimi Galen’den beri hiçbir tabibin ulaşmadığı tıp bilgisine sahip olmuştu. Rey’de bimaristan başhekimliğine getirilmiş devamında hem saray hekimliği hem de devlet işlerinde danışman olarak önemli görevler üstlenmiştir. Bimaristan-ı Adudi adıyla anılacak olan hastanenin başhekimlik sınavını yüz hekim arasından kazanmışitır. Hizmeti muntazan bir şekilde nöbetleşe yürütebilmek için hastaneye dahiliye, hariciye, nöroloji, ortopedi ve göz hekimlerinden oluşan yirmi dört kişilik uzman kadrosu ilave etmiştir. Razi geliştirdiği çok ileri bir yöntemle kliniklerde hastaları önce asistanla, sonra başasistanlara muayene ettirir, onların teşhiste güçlük çektikleri bir vaka olursa kendisi müdahele ederdi. Hastanelerde muayene, teşhis, ilaçların etkileri ve vakanın bütün seyri deftere geçilirdi. Ayrıca o tıp tarihinde kimyayı tıbbın hizmetinde kullanan ilk hekim olarak bilinmektedir. Cerrahide dikiş malzemesi olarak ilk kz hayvan bağırsağını kullanan, ilk göz ameliyatını yapan ve yine ilk kez alkolü tıpta kullanan tabip olduğu da söylenir. Klınik tıbbın üstadı kabul edilen Razi, kendisine çok şey borçlu olduğunu söylediği Galen’i eleştirmek üzere kaleme aldığı Kitabü’ş-Şükuk’ün girşinde tıp ve felsefede kanıtlanmış bilgi dışında hiçbir otoriteye güvenilemeyeceğini söyler. Tabiat ilimlerinde uyguladığı görülmektedir. Muayene sırasında hastanın yaşını, beslenmesini, geçirdiği rahatsızlıkları, şikayetinin ne olduğunu ve ne zaman başladğını sormakta, koyduğu teşhisleriyle birlikte bütün bulguları kayda geçirmekteydi. Bu alandaki zengin bikrimi sayıları on beş yılda vücuda getirdiği tıp ansiklopedisi mahiyetindeki el- Havi adlı kitabında görmek mümkündür. Kızamık ve çiçek hastalılarının teşhisi doğru koyan ilk hekim olan RAzi bu konuda el-Cüderi ve’l-hasbe adlı bir eser yazmıştır. Ahlaku’t-tabib adlı eserinde hekim- hasta ilişkisinde uyulmöası gereken kuralları hatırlatarak,” Tıpta kehanet olmaz, hekim her şeyi bilemez, hasta denek olarak kullanılamaz, hekim hasta ile doğrudan diyalog kurmalı” şeklinde tavsiyelerde bulunur.


Kimyası


Razi deneyleri esnasında gliserin, so9da, sirke asidi, alkol, kükürt asit ve nitrik asit gibi kimyasal maddeleri bulmuş olması sebebiyle kimyayı teoriden pratiğe geçirdiği için bu ilmin kurucularından kabul edilmiştir. Ayrıca değersiz madenleri birtakım işlemlere tabi tutmak suretiyle, onlardan değerli maddeler elde etmenin mümkün olduğuna inanan Razi’ye ilk karşı çıkan Kindi olmuştur. Kindi bu konuda iki eser yazarak madenlerin asli nitelikleri değiştirmenin mümkün olmadığını, bunu yapmaya kalkışanların halkı aldattığını söyleri buna karşı er-Red’ale’l-kindi fi reddihi ‘ale’l-kimya adıyla bir risale kaleme alarak Kindi’nin görüşlerini çürütmeye çalışmıştır. Ancak Razi’nin uzun yıllar kimya denyleriyle uğraştığı halde iksir dediği o sihirli maddeyi bulamamış olması Kindi’nin haklı olduğunu kanıtlar niteliktedir.



Eserleri


Razi’nin ölümünden iki yıl önce yazdığı risalede o güne kadar 200’e yakın eser kaleme aldığını belirtmiştir. Buna göre tıp alanında elli atı, tabiat ilimlerinde otuz iki , mantıkta yedi, matematik ve astronomide on, felsefede on yedi, metafizikte altı ilahiyatta on dört, kimyada yirmi iki, küfriyatla ilgili iki, çeşitli konularda on iki kitap yazmış olup bunlardan günümüze ulaşanların çoğu tıpla ilgilidir.


Bibliyografya

Adamson, Peter Taylor, Richard C. ; çev: Cüneyt Kaya, İstanbul, 2008
Corbin, Henry; çev, Hüseyin Hatemi, c.1, İletişim Yay, İstanbul, 2004
DİA
İA

0 yorum :

Yorum Gönder

 
Copyright © -2012 Tarih ve Dünya All Rights Reserved | Template Design by Favorite Blogger Templates | Blogger Tips and Tricks