Çinlilerin 580 yılında Ch’ien-chin adlı bir prensi Gök-Türklere gönderdiklerinde bu prensle gelen elçilik heyetinde elçi yardımcısı olarak görev alan Ch’ang Sun-sheng adlı casus Gök-Türklerle ilgili birçok bilgiye sahip olacak ve Çin İmparatoruna sunduğu raporla Gök-Türklerin Çin karşısında zayıflamasına yol açacaktır.
Çin prensesiyle gelen heyette ondan fazla grup olmasına rağmen Taspar Kağan, Ch’ang Sun-sheng ‘ten başkasına rağbet etmemiştir. Bu kişinin ön plana çıkmasının sebebi ise üstün nişancılık yeteneğidir.
Taspar Kağan’dan sonra Işbara Kağan’ın yanında gördüğümüz Ch’ang Sun-sheng’i Işbara yanında alıkoymuş ve her ava çıktığında onu da yanında götürmüştür. Bir av esnasında iki yırtıcı kuşu tek atışta vurabilmiş ve Taspar Kağan devlet memurlarının ondan nişancılık adına bir şeyler öğrenmelerini tavsiye etmiştir.
Bu casus Taspar Kağan’ın yanında iken Gök-Türklerin askeri durumlarını, zaaflarını, hanedan üyeleri arasındaki çekememezlikleri; dağlarını, nehirlerini, su kaynaklarını öğrenmiştir. Ayrıca Işbara Kağan ile kardeşi Ch’u-lo-hou ile aralarında kıskançlık olduğunu tespit etmiştir.
Çinli casus 581 yılında Çin’e döndüğünde bu bilgilerini bir rapor halinde Çin imparatoruna sunacak ve Gök-Türklerin zayıflatılması için neler yapılabilineceğini anlatacaktır. Casusun önerileri kurulmuş büyük devletlerin yöntemi olan ‘Böl ve Yönet’ prensibine dayanıyordu. Casusa göre Çin’in Gök-Türklerle savaşmaları gereksizdir. Gök-Türkler dışarıdan birlik içinde görülse de kendi aralarında çekememezlik vardır.
Önerilerine göre; Çin Işbara’ya muhalif olan Batı Gök-Türk kağanına kurt başlı sancak göndererek Gök-Türklerin batı kısmının tamamen bağımsız olmasını ve Gök-Türklerin ikiye bölünmesini sağlamalıdır. Bu plan hayata geçirilmiş ve Batı Gök-Türkler Tardu’nun kağanlığında bağımsız bir devlet olmuştur.
Ayrıca Gök-Türklerin doğusunda yaşayan Moğol kabileleriyle de iletişime geçilerek isyan etmeleri sağlanmıştır. Başka bir teklifte Işbara’nın çekemediği kardeşi Ch’u-lo-hou’ya yapılmış ve Çin’e bağlanması telkin edilmiştir. Ancak Ch’u-lo-hou buna rağbet etmemiştir.
Işbara bu karışıklıklardan sonra Çin’e seferler düzenlemiş ve durumunu düzeltmek istemiştir.
Ayrıntılı bilgi için aşağıdaki eserlere bakınız:
Ahmet Taşağıl, Gök-Türkler I,TTK yay., Ankara, 2003, s. 36-38
Lıu Mau Tsaı, Çin Kaynaklarına Göre Doğu Türkleri, (çev: Ersel Kayaoğl-Deniz Banoğlu), Selenge Yay., İstanbul, 2006, s.133-148
Çin prensesiyle gelen heyette ondan fazla grup olmasına rağmen Taspar Kağan, Ch’ang Sun-sheng ‘ten başkasına rağbet etmemiştir. Bu kişinin ön plana çıkmasının sebebi ise üstün nişancılık yeteneğidir.
Taspar Kağan’dan sonra Işbara Kağan’ın yanında gördüğümüz Ch’ang Sun-sheng’i Işbara yanında alıkoymuş ve her ava çıktığında onu da yanında götürmüştür. Bir av esnasında iki yırtıcı kuşu tek atışta vurabilmiş ve Taspar Kağan devlet memurlarının ondan nişancılık adına bir şeyler öğrenmelerini tavsiye etmiştir.
Bu casus Taspar Kağan’ın yanında iken Gök-Türklerin askeri durumlarını, zaaflarını, hanedan üyeleri arasındaki çekememezlikleri; dağlarını, nehirlerini, su kaynaklarını öğrenmiştir. Ayrıca Işbara Kağan ile kardeşi Ch’u-lo-hou ile aralarında kıskançlık olduğunu tespit etmiştir.
Çinli casus 581 yılında Çin’e döndüğünde bu bilgilerini bir rapor halinde Çin imparatoruna sunacak ve Gök-Türklerin zayıflatılması için neler yapılabilineceğini anlatacaktır. Casusun önerileri kurulmuş büyük devletlerin yöntemi olan ‘Böl ve Yönet’ prensibine dayanıyordu. Casusa göre Çin’in Gök-Türklerle savaşmaları gereksizdir. Gök-Türkler dışarıdan birlik içinde görülse de kendi aralarında çekememezlik vardır.
Önerilerine göre; Çin Işbara’ya muhalif olan Batı Gök-Türk kağanına kurt başlı sancak göndererek Gök-Türklerin batı kısmının tamamen bağımsız olmasını ve Gök-Türklerin ikiye bölünmesini sağlamalıdır. Bu plan hayata geçirilmiş ve Batı Gök-Türkler Tardu’nun kağanlığında bağımsız bir devlet olmuştur.
Ayrıca Gök-Türklerin doğusunda yaşayan Moğol kabileleriyle de iletişime geçilerek isyan etmeleri sağlanmıştır. Başka bir teklifte Işbara’nın çekemediği kardeşi Ch’u-lo-hou’ya yapılmış ve Çin’e bağlanması telkin edilmiştir. Ancak Ch’u-lo-hou buna rağbet etmemiştir.
Işbara bu karışıklıklardan sonra Çin’e seferler düzenlemiş ve durumunu düzeltmek istemiştir.
Ayrıntılı bilgi için aşağıdaki eserlere bakınız:
Ahmet Taşağıl, Gök-Türkler I,TTK yay., Ankara, 2003, s. 36-38
Lıu Mau Tsaı, Çin Kaynaklarına Göre Doğu Türkleri, (çev: Ersel Kayaoğl-Deniz Banoğlu), Selenge Yay., İstanbul, 2006, s.133-148
0 yorum :
Yorum Gönder