Türkiye’nin en güçlü komşularından biri olan ve adı Dünya gündeminde sık sık yer alan İran, 1000 yıla yakın bir süre Türklerin yönettiği bir geçmişe sahiptir. Selçuklularla başlayan Türk yönetimini- Moğol idaresi ile kesintiye uğramasından sonra- İlhanlılar , Timurlular, Karakoyunlular, Akkoyunlular devletleriyle devam etmiştir. Şah İsmail Akkoyunluları yıkarak İran bölgesinde Safevileri kurmuştur ve resmi mezhep olarak Şiiliği kabul etmiştir. Bu gelişmeyle beraber Şiilik İran bölgesinde baskın hale gelmiş ve bu bölgedeki Türklerin mezhepleri genel Türk Dünyasından farklı bir hal almıştır. 1735 yılına kadar gelen Safevi yönetimini Afşar Türklerinden olan Nadir Şah yıkacaktır. 1779 ‘a kadar gelen Afşar yönetiminin yerine ise diğer Türk boyu olan Kaçar Türkleri alacaktır. 1925 ‘te Şah Rıza’nın Pehlevi Hanedanlığını kurmasıyla İran’daki Türk yönetimi sona ermiştir. [1]
Uzun süre Türklerin yönettiği İran’da pek çok Türk topluluğu yaşamaktadır. Bu topluluklarından başlıcaları Azerbaycan Türkleri, Türkmenler, Kaşkay Türkleri, Afşar Türkleri ve Halaç Türkleridir.
Yaklaşık 70 milyon nüfusu olan İran’da, 30 milyonluk nüfusuyla Güney Azerbaycan Türkleri İran’daki en kalabalık Türk topluluğunu oluşturmaktadır. Nüfusun büyük kısmı Kuzey İran’da yaşamaktadır. İran’da ikinci büyük Türk topluluğu ise Türkmenlerdir. Büyük bölümü Horasan bölgesinde bulunan Türkmenlerin nüfusu ise 2 milyondur. 3. büyük Türk topluluğu ise Kaşkay Türkleridir. Moğollar zamanında Doğu Türkistan’dan İran’a gelen Kaşkaylar İran’ın Fars eyaletinde yaşamaktadırlar.[2]
30 milyonluk Güney Azerbaycan Türkü, 2 milyonluk Türkmen nüfusuna diğer küçük Türk topluluklarını da kattığımızda İran’daki Türk nüfusunun yaklaşık 34 milyon olduğunu söyleyebiliriz. [3]
20.yy.da Güney Azerbaycan
19. yy. a kadar bütün bir coğrafya olan Azerbaycan Rusya ile İran arasında yapılan 1913 Gülistan ve 1928 Türkmençay antlaşmaları ile ikiye bölünmüştür. Aras Nehri’nin sınır olarak kabul edildiği bu bölünmeyle kuzeydeki kısım Kuzey Azerbaycan ve güneydeki kısım ise Güney Azerbaycan olarak nitelendirilecektir. [4]
20 . yy. a geldiğimizde Azerbaycan’a komşu ülkelerde 1905 Rus Devrimi , İran’da 1906 Anayasa Devrimi , Osmanlı’da ise 1908 Jön Türk devrimi olmuştur. İran’daki 1906 Anayasa Devrimine Azerbaycan Türkleri büyük katkıda bulunmuşlardır. 1908’de Şah Muhammed Ali anayasayı kaldırıp yeniden monarşik bir yapı kurmaya çalışınca Tebriz halkı Settar Han önderliğinde ayaklanmıştır.
Settar Han “Muhammed Ali Şah’ın egemenliğini tanımadığını” belirtmiş ve Tebriz kentinin İran’ın geçici başkenti olduğunu belirtmiştir. Azerbaycan’daki bu durumun kendi topraklarına sirayet etmesinden korkan Rusya’ın da yardımını alan merkezi İran kuvvetleri, 40 bin kişilik orduyla Settar Han’ın isyanını bastırmaya çalışsalarda başarılı olamamışlardır. Ancak daha sonra isyan İran tarafından bastırılmıştır.
Kaçar Hanedanlığının yıkılmasından önce Kuzey İran’da Gilan, Horasan, Azerbaycan’da olmak üzere 3 isyan çıkmıştır. Üç ayaklanmadan en önemlisi İran Azerbaycan’ında Muhammed Hiyabani önderliğinde çıkan isyandır. Bu isyanla beraber 1920 Nisan’ında İran Azerbaycan’ında özerk bir yönetim olan Azadistan hükümeti kurulmuştur. İran’ın toprak bütünlüğüne saygı gösteren Hiyabani özerk Azadistan bölgesinde Azerilere yönelik kültürel haklar vermiştir. Ancak 1920 Eylül’ünde Rıza Han’ın Hiyabani’nin başlattığı isyanı bastırması ve Hiyabani’yi idam etmesi üzerine kültürel reformlar askıda kalmıştır. [5]
1925’te şahlığı ele geçiren Şah Rıza İran’daki Türk yönetimine son verecek ve Pehlevi Hanedanlığını başlatacaktır. Şah Rıza’nın “Farsçılık” politikasıyla İran’daki Fars olmayan toplulukların kültürel halkları hiçe sayılacak ve bu durum günümüze kadar gelecektir.
Şah Rıza’nın II. Dünya Savaşı’nda Almanya’yı desteklemesi üzerine 1941’de Sovyetler kuzeyden, İngilizler güneyden İran’ı işgal etmişlerdir. İşgalle beraber İran hükümeti istifa etmiş ve Rıza Şah tahtan indirilip genç yaşta olan oğlu Mehemmed Rıza Şah tahtta geçirilmiştir.
Güney Azerbaycan’daki petrol yataklarıyla ilgilenen Sovyetler bu bölgede merkezi İran yönetiminden ayrı bir özerk yönetim kurulmasına destek vermiştir. Nitekim 1945 Ekim’inde “Fırka-ı Demokrat” hareketi Güney Azerbaycan’da Azerbaycan Milli Hükümeti’ni kurmuştur. 1946- 46 yıllarında özerk olarak hüküm süren Milli Hükümet kendini İran’ın bir parçası olarak görmüş ancak Azerilerin ayrı bir millet olduğu, Azeri dilinin yerel okullarda ve hükümet dairelerinde kullanılması, bölgenin kalkınması gibi hususları dile getirmiştir. Bu prensiplerden yola çıkan Milli Hükümet kısa süren yönetiminde Azeri dilini okullarda kullanmıştır.
II. Dünya Savaşından sonra İran’daki yabancı birliklerin geri çekilmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır ve Sovyet birlikleri Mayıs 1946 ‘da İran’dan çekilmiştir. Güney Azerbaycan ‘daki Sovyet desteğinin bitmesi üzerine Tahran ordularını Tebriz’e göndererek Milli Hükümete son vermek istemiştir. Tebriz silahlı direnişe geçse de başarılı olamamıştır. Böylece Güney Azerbaycan yeniden İran merkezi hükümetinin kontrolüne girmiştir. (12 Aralık 1946) [6]
İslam Devrimi Sonrası Güney Azerbaycan
İran’ın İslam Devrimine gitme sürecinde Şah’ın monarşik yönetiminden memnun olmayan dini, siyasi, etnik grupların oluşturduğu muhalefet büyük rol oynamıştır. Şahın monarşik yönetiminin bitmesiyle demokratik hakların alınabilineceğini ümit eden Güney Azerbaycan Türkleri bu muhalefete destek vermişlerdir. Nitekim İslam Devrimi’nin öncülerinden olan bazı isimler Azeri kökenlidir. Bu isimler Musavi Ardabeli, Hoyi ,Hamaney, Halhali, Mehdi Bazargan’dır. [7]
İslam Cumhuriyeti döneminde kültürel haklar konusunda göz boyayıcı bazı adımlar atılmışsa da Şah döneminde ki “tek İranlılık kimliği” politikasından vazgeçilmemiştir. Şah döneminde umutlarını devrime bağlayan etnik gruplar umduklarını bulamamışlardır. [8]
1991’de Kuzey Azerbaycan’da kurulan Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kendi sınırları içerisindeki Azeriler için bir çekim merkezi olacağından korkan İran, Azerbaycan- Ermenistan savaşında Ermenileri desteklemiştir. [9]
Gelişen teknolojinin nimetleri olan televizyon ve internetin yaygınlaşmasıyla beraber Güney Azerbaycan – Azerbaycan Cumhuriyeti – Türkiye üçgeninde kültürel, siyasi etkileşimler güçlenmeye başlamıştır. 2005 ‘te yayına geçen Günaz Tv hem uydudan hem de internetten yayınlarını günümüze kadar sürdürmekte olup Güney Azerbaycan’ın sorunlarını ve Milli hareketi Dünya’ya yansıtmaktadır.[10]
Güney Azerbaycan ‘ın milli harekâtını yürüten kuruluşlardan biri de Güney Azerbaycan Milli Uyanış Hareketi’ (GAMOH) dir. Türkiye, Azerbaycan, Amerika başta olmak üzere 24 ülkede temsilciliği olan GAMOH 1995 yılında Mahmut Ali Çöhreganlı tarafından kurulmuştur.[11]
BİBLİYOGRAFYA
HESENLİ, Cemil , “Güney Azerbaycan Milli Harekatı”, Türkler Ansk, c.20,
SHAFFER, Brenda , “İran’da Azeri Türkleri”, Türkler Ansk, (çev: Faruk Çakır) ,c. 20
TURAL, M,O, “İran İslam Cumhuriyeti’nin Güney Azerbaycan Milli Hareketine Karşı Son Duruşu”, Güney Azerbaycan sosyal, kültürel ve siyasal araştırmaları dosyası, Güney Azerbaycan Tanıtım Cemiyeti, Ankara, 2005
Türk Dünyası Kültür Atlası, cilt: Türk Dünyası ve Toplulukları, (yay.haz. Ahmet Taşağıl, Aydın Usta)
UÇAR, Fuat, Geçmiş- Günümüz ve Geleceğin Türk Dünyası, IQ Kültür ve Sanat yay. İstanbul 2009
VELİEV, Cavid, “İslam Kılıfında Fars Azikimazlor Aygıtı: İran İslam Cumhuriyeti”, Güney Azerbaycan sosyal, kültürel ve siyasal araştırmaları dosyası, Güney Azerbaycan Tanıtım Cemiyeti, Ankara, 2005
[1] Fuat Uçar, Geçmiş- Günümüz ve Geleceğin Türk Dünyası, IQ Kültür ve Sanat yay. İstanbul 2009, sf. 492
[2] Türk Dünyası Kültür Atlası, cilt: Türk Dünyası ve Toplulukları, sf. 396
[3] Fuat Uçar, a.g.e., sf.496
[4] Türk Dünyası Kültür Atlası, aynı cilt., sf.390
[5] Brenda Shaffer, “İran’da Azeri Türkleri”, Türkler Ansk, (çev: Faruk Çakır) ,c.20,sf. 634
[6] Brenda Shaffer, a.g.e., sf. 635-636; Cemil Hesenli, “Güney Azerbaycan Milli Harekatı” Türkler Ansk, c.20, sf. 641-650
[7] Brenda Shaffer, a.g.e., sf. 636
[8] Türk Dünyası Kültür Atlası, aynı cilt., sf.394
[9] Brenda Shaffer, a.g.e., sf. 638
[10] http://tr.wikipedia.org/wiki/Günaz_Tv , ayrıca bknz: http://www.gunaz.tv/