Kuran-ı Kerim’in Türkçe’ye Çevrilme Serüveni

12 Nisan 2010 Pazartesi

Türklerin büyük kitleler halinde Müslüman olduğu 10.yy.dan 12.yy. sonra Kuran’ın Türkçeye tercüme etme çalışmaları başlamıştır. Ancak günümüze kadar gelen nüshalar bu yy. dan daha sonraki tarihlere aittir. En eski Türkçe tercümelerden 4 nüsha bilinmektedir.



Bunlardan birincisi Zeki Velidi Togan tarafından 1914’de bulunan nüshadır. Bu tercümeyi kimin, hangi tarihte yazdığı bilinmemektedir.


İkinci tercüme Türk ve İslam Eserleri müzesinde bulunmaktadır. Miladi 1333 yılında Şirazlı Muhammed b. el-Hacc Devletşah tarafından yazılan bu tercüme Kuran-ı Kerimin kelime kelime tam tercümesidir.


Üçüncü tercüme nüshası İstanbul’da bulunup m 1363 tarihlidir.


Dördüncü tercüme nüshası ise Manchester Kitaplığında bulunmaktadır. Bu tercüme 11.yy. Türkçesiyle yazılmıştır.


Eski Türkçe Kur’an Tercümeleriyle ilgili çalışmalar yapan, bizimde makalelerinden yararlandığımız rahmetli Abdülkadir İnan 1.nüshanın Harezm bölgesinde yazılmış olabileceğini, 2. nüshanın ise müstensihinin Şiraz’lı olması nedeniyle Şiraz’da yazıldığını kabul etmektedir.




Bu nüshalarda göze çarpan ilginç noktalardan birisi Kuran-ı Kerim’deki bazı dini terimlerin karşılanması için bulunan Türkçe kelimelerdir. Bunlar:



Tanrı: Allah

İzi: Rabb, sahip

Yüküngü, yüknü: Secde

Tapmak, tapıngu: ibadet

Köni Kün: Hesap günü, adalet günü

Yek: şeytan

Yelvi: afsun, sihir

Yazuk: Günah, masiyet

Öğmek, öğdi: Hamd ü sena

Ökünç, öküngü: Tövbe, pişmanlık

Kut: Saadet, talih

Tın: Nefes, can

Kılınç: Amel

Sabınç: Fikir, tefekkür

Kam: Kâhin, şaman

Uçmak: Cennet

Tamug: Cehennem


Eski Türkçe Kur’an tercümesinden bir örnek(Kehf Suresi 40,41 .ayetler): “Bolgay kim izim kim bergey maña yegrek senin bostanın edın ızgay anıñ üze kının yani ot bolgay katıg toprak azu bolgay anın suwı sugulgan”. ( 1. nüsha)


Orta Asya’daki durum böyleyken Anadolu’daki Türkçe’ye tercüme faaliyetleri olmuştur. Selçuklu dönemine ait bir tercüme olmayıp ilk tercümeler Anadolu Beylikleri döneminde olmuştur. Bu tercümelerde bilinenlerden en eskisi Ali Dehri Dilçin nüshasıdır. 1476 ‘da tamamlanan bu nüshayı Tireli Mehmet b. Seyyid-gazi istinsah etmiştir. Bu nüshada Kur’anın tamamı Türkçe’ye çevrilmiştir.


İnan’a göre Eski Kur’anı Kerim tercümelerinin birçoğu aslolan tek bir nüshaya dayanmaktadır. Ayrıca bu tek nüshaya dayanan tercümeler Anadolu’ya Moğol istilası devrinde Orta Asya’dan getirilmiştir.


Tercümelerden başka bir örnek: “dakı hüküm eyledi Çalabın kim tapmıyasız ille Ana, dakı ataya, anaya eyülik eylen eger ere senin katunda kocalıya ikisinden birisi ya ikisi dağı eytme ol ikiye söz yumuşak körklü, dakı yumuşak eyle ol ikiye horlık yönini esirgemekden ütürü, eyt ey Çalabım, rahmet eyle ol ikiye nitekim beslediler beni kiçi iken” ( Isra Suresi ,23-24. ayet)


Cumhuruyet döneminde ise 1925 yılında TBMM piyasadaki kötü tercümelere karşı düzgün bir çeviri yapılmasına dair kara almış ve bu görevi Mehmet Akif’e vermiştir. Ancak Mehmet Akif görevi tamamlamayıp vazgeçince Elmalılı Hamdi Yazır çeviriyi yapmıştır. 1935-38 yıllarında ise çevirisini yayınlamıştır Elmalılı Hamdi Yazır.



Kaynak

Abdulkadir İnan, Makaleler ve İncelemeler II ,TTk yay., Ankara, 1998, s. 128-186

0 yorum :

Yorum Gönder

 
Copyright © -2012 Tarih ve Dünya All Rights Reserved | Template Design by Favorite Blogger Templates | Blogger Tips and Tricks