20. Yüzyılda Doğu Türkistan

23 Mart 2010 Salı

Genel özellikleri;

Başkenti: Urumçi

Resmi Dili: Uygarca ve Çince

Yüzölçümü: 1.828.418 km2

Nüfusu: 42.000.000 (yaklaşık)

Dini: İslamiyet



Kısaca Doğu Türkistan Tarihçesi;

12 Kasım 1933 tarihinde ilan edilen Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti, 6 Şubat 1934 yılında Ma Chnagying ordusu Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti ordusunu imha etmiş ve yeni kurulan Cumhuriyeti yıkmıştır.

12 Kasım 1944 yılında tekrar oluşan Doğu Türkistan Cumhuriyeti beş yıl sonra 20 Ekim 1949 yılında tekrar yıkılmış ve Aralık 1949'da Çin Halk Kurtuluş Ordusu bölgeye girerek konuşlandırılmış ve Doğu Türkistan, Çin Halk Cumhuriyeti'ne bağlanmıştır. Doğu Türkistan halkı da o zamandan beri Çin işgaline karşı direnmektedir.

1953 yılında Türkiye dokuz yüz'den fazla Doğu Türkistan'lı ilticacıyı Kaşmir ve Pakistan’dan kabul etmiştir. 1954'de kurulan Sincan Üretim ve İnşaat Kolordusu bölgenin Hanlaştırmasına yardımcı olmaktadır. 1 Ekim 1955'te Sincan Eyalet statüsünden çıkarılarak Özerk Bölge olarak ilan edilmiştir. Bugünde "Doğu Türkistan'ın resmi adı Sincan Uygur Özerk Bölgesi "dir.



Coğrafyası;

Doğu Türkistan,Türkistan’ın bir parçasıdır.Türkistan, batıda Hazar Denizi’nden, doğuda Altay ve Altın Dağları’na; güneyde Horosan, Karakum Dağları’ndan, kuzeyde Ural Dağları ileSibirya’ya kadar uzanmaktadır. Doğu Türkistan; Türkistan’ın doğusunda ve Asya kıtasının tam ortasında bulunmaktadır.

Güneyde Pakistan, Hindistan, Keşmir ve Tibet, güneybatı ve batıda Afganistan ve Batı Türkistan, kuzeyde Sibirya ve nihayet doğu ve kuzeydoğuda Çin ve Moğolistan ile sınırdır.


Doğu'da Çin ve Moğolistan, kuzeyde Batı Türkistan, batıda Batı Türkistan ile Afganistan, güneyde Keşmir ve Tibet ile çevrilmektedir. Doğu Türkistan'ın büyük bölümü Karakoram, Tanrı Dağları, Tarbagatay ve Altay sıradağları ve Taklamakan Çölü ile kaplıdır.

Doğu Türkistan, günümüzde 1,65 Milyon km2 alanı kapsar, önceleri resmi kaynaklara göre 1,82 milyon km2 alanı kapsardı. Güneydeki Kunlum Dağları, Doğu Türkistan ile Tibet arasında sınır, ve kuzeydeki 400 kilometre uzun Altay Dağları Doğu Türkistan ile dış Moğolistan, Rusya ve Kazakistan arasında sınır oluşturur. Tanrı Dağları 1700 kilometre uzunlukta ve 250-300 kilometre genişlikte, büyük bir bölümü Doğu Türkistan'da, güneyden kuzeye doğru uzanırlar.

Uzak doğu ile Avrupa’yı, Sibirya ile Güney Asya’yı birbirine bağlayan tarihin en eski ‘ipek yolu’ diye bilinen büyük ticaret yollarının kavşağı durumunda olan Doğu Türkistan, coğrafi bakımdan kuzey yarım kürededir. 34-40. enlemleriyle, 74-95. boylamları arasında yer alır.

Çok zengin bir tarihe sahip ve görkemli görünümlü Doğu Türkistan, yüksek dağlarla, çok iyi ve ilginç çöllerle, güzel otlaklar ve ormanlarla kaplıdır.

Doğu Türkistan'nın deniz kıyılarından uzak kalması ve yüksek dağlarla çevirilmiş olması, çölleşmesine sebep olmuştur.Bu yüzden de kurak bir iklime sahiptir.

Yerleşim yerleri akarsular boyunca uzanan Kaşgar, Yarkent, Hotan, Aksu, Uçturfan, Kumul, Altay, Gulca ve Turfan vahalarında gelişmiştir.

Doğu Türkistan, Asya’nın tam göbeğidir. Yani tam anlamıyla Orta Asya’dır. Avrupalı bilim adamlarınca ‘Pivot of Asia’ olarak nitelendirilen bu ülke; jeopolitik ve stratejik konumu, fiziki coğrafyası, tarihi geçmişi, etnik yapısı, kültürel değerleri ve dini inançlarıyla Türk-İslam dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır. Tarih boyunca Orta Asya’ya hakim olan güç, bütün Asya‘ya hakim olmuştur 1



Dini;

Doğu Türkistan’da günümüze kadar ve hala bir çok din kendini göstermiştir. Fakat Doğu Türkistan’ın toplumsal alanda ki en etkili dini İslamiyet’tir. Bunun da sebebi; Uygur, Kazak, Tacik, Özbek, Kırgız, Huy(Döngen), Salar, Tatar, Baoan ve Dong Şiang milliyetlerinden halkların İslam dininden olmalarıdır. Doğu Türkistan’da en yaygın dinler başta İslamiyet, Tibet Budizmi(Lamaizm), Taoizm, Budizm, Şamanizm, Hristiyanlık(Katolik, Doğu Ortadoks Kilisesi)’dir. Ülkede 23.000 cami, Lamaist tapınağı ve Katolik kilisesi bulunmaktadır.Çin ikili siyasetini ve baskıcı tutumunu din alanında da göstermiştir. Ve baskılar günümüzde de devam etmektedir.


Ekonomisi;

Doğu Türkistan yer altı zenginlikleri bakımından sadece Çin’in değil, Asya kıtasında da sayılı ülkeler arasındadır. Çin’de mevcut 148 çeşit madenin 118 çeşidi Doğu Türkistan’dan çıkarılmaktadır. Demir, petrol, altın, uranyum, kömür, tuz, volfram, doğal gaz gibi stratejik zenginliklere sahip bir ülkedir.

Yaklaşık 30 bölgeden doğal gaz, 500 bölgeden petrol çıkarılmaktadır. Petrol rezervi 8 milyon ton olarak tespit edilmiş ve her yıl 10 milyon ton petrol Çin’e taşınmaktadır.

Çin2in kömür rezervinin yarısı Doğu Türkistan olup rezerv miktarı 1 trilyon 50 milyar ton civarındadır.

Uranyum, volfram gibi stratejik madenler ile tuz ve renkli kristal taşları Doğu Türkistan’ın başlıca yer altı ürünleridir.

150 bin km2 tarım arazisine ve bir o kadar ekilebilen toprağa ve 12 bin km2 genişliğinde ormanlık alana sahip Doğu Türkistan yaylalarında 60 milyona yakın küçük ve büyük baş hayvan beslenmektedir.

Kısaca doğu Türkistan sahip olduğu konum ve doğal kaynaklar bakımından dünyanın en zengin ülkeleri arasında olması gerekirken, bu zenginliklerin Çin’e taşınmasıyla bu ülkede kurulan sanayi gelirleri Pekin’e aktarılmış ve bu durum Doğu Türkistan’ı en fakir ülkeler arasına sokmuştur.



Eğitimi;

Her ne kadar Çin hükümeti, Birleşmiş Milletler’e “eğitim hakkı”na dair garantiler vermiş, azınlık dillerinin sistemleştirilmesi ve azınlık okullarının idare hakkı elde etmesiyle ilgili çalışmaları olduğunu belirtmişse de, Doğu Türkistan söz konusu olduğunda hükümetin sözleriyle uygulaması arasında tam bir tezat yaşanmaktadır. Üstelik eğitim konusunda resmi Çin rakamları gerçeği yansıtmamaktadır. Daha önce de değinildiği gibi, Doğu Türkistan halkına Çinlilerle aynı imkanlar verilmemektedir. Uygur okullarının çoğunun donanımı oldukça zayıf durumdadır; öyle ki, bazı Uygur okullarında öğrencilerin çıplak zeminin üzerinde yazıp okudukları bildirilmektedir.

Asimile olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış bir halkın uzun vadeli en iyi mücadele yöntemi, yeni nesillerin iyi bir eğitimden geçmesidir. Dolayısıyla bu durumun farkında olan Çin yönetimi, böylesi bir mücadeleyi en başından engellemek için Doğu Türkistan halkının kaliteli eğitim alma yollarını neredeyse tamamen kapamıştır. Eğitime ayrılan ödenek kısılmakta, başka ülkelerde okumak isteyen gençlerin önüne birçok engel çıkarılmaktadır.

1985 yılında “Uygur Otonom Eyaleti”nin 30. yılı dolayısıyla yayımlanan Sincan Eğitimi adlı kitaba göre Doğu Türkistan’da toplam 8500 ilkokul bulunmaktaydı ve bu okullarda 200 bin öğrenci eğitim görmekteydi. Bu okullardan Uygur dilinde eğitim verenlerin sayısı 3470 ve bu okulların öğrenci sayısı da 82 bin 500 idi. Bu sayılardan şu ortaya çıkmaktadır ki, Müslüman Uygur halkı, Doğu Türkistan nüfusunun çoğunluğunu oluşturduğu halde ilkokul eğitimi alanların yalnızca %42’sini teşkil etmektedir. Her 100 kişiden 16’sı, ilkokul eğitimi dahi alamamaktadır. 2

İlkokul mezunlarının %40’ı ortaokullara devam ederken, ortaokul mezunlarının da %10’u liselere girebilmektedir. Çin yönetimince Doğu Türkistan’da Çinli öğrencilerin üniversitelere kabul edilme oranı %60, Müslüman öğrencilerin de %40 olarak tespit edilmiştir. Dolayısıyla üniversitelerdeki Müslüman Türklerin oranı %30’u geçmemektedir.

Eğitim alanında muazzam boyutlarda bir eşitsizliğin yaşandığı başka birçok veriye bakılarak anlaşılabilir. Yine 1985 yılının rakamlarına göre, Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de Çince eğitim yapan 60’tan fazla ortaokul ve lise bulunurken, Türk çocukları için sadece dört lise bulunmaktaydı. Bu okulların ikisinde de çoğunluğu yine Çinli öğrenciler oluşturmaktaydı. Bu durum, bugün de fazla değişmemiştir. Büyük mücadeleler sonucu Müslümanlar için sınırlı sayıda okullar açılsa da, bu okullar da Çin’in asimilasyon politikası içinde eriyip gitmektedir. Öte yandan, Eylül 2001 tarihinden itibaren her yıl 5000 Doğu Türkistanlı genç, Çin okullarında eğitilmek üzere Çin yönetimi tarafından Çin’in iç eyaletlerine gönderilmeye başlanmıştır. Yine 2001 itibariyle Doğu Türkistan’da 800 anaokulu, 7100 ilkokul, 1900 ortaöğretim okulu, 100 mesleki ortaöğretim okulu, engelli çocuklar için 20 özel okul, 21 yükseköğretim enstitüsü ve 100 fakülte, 40 üniversite ve 90 lisansüstü uzmanlık okulu bulunmaktadır. Ne var ki, bu okullarda eğitim görme şansı Doğu Türkistan gençleri arasında Çinli göçmenlerin gençlerine nispeten oldukça düşüktür.3



Sağlık hizmetleri;

Halk devletin sağlık hizmetlerinden yararlanamamaktadır. Oysa Doğu Türkistan’daki Çinli nüfus %95 oranında devletin sağlık hizmetlerinden yararlanmaktadır. Türklerin yararlanma oranı ise en fazla %12 civarındadır. Geriye kalan %88’lik oran ücretle sağlık hizmetlerinden faydalanmaktadır.


BİBLİYOGRAFYA

ALPTEKİN, İsa Yusuf, Doğu Türkistan Davası, Otağ Matbaası, İstanbul 1973

Doğu Türkistan Dergisi

Doğu Türkistan’da İnsan Hakları İhlalleri, Aydınlar Ocağı Yayınları, İstanbul 1999

Doğu Türkistan’da Çeşitli İnsan Hakları Sorunları, Avrasya Türk federasyınları Yay. İstanbul, 2002

DULLON, Michael, Sikiang (Doğu Türkistan) , Çin Orta Asyası’ndan Etnik Ayrımcılık ve Kontrol, Çev:Hayati AKTAŞ, TDAV, İstanbul, 2001

HAYİT, Baymirza, Türkistan Devletlerinin Milli Mücadeleleri Tarihi, (Alm.Çev. Abdulkadir Sadak) T.T.K. Ankara, 1995

ÖZDAĞ, Muzaffer, Türk Dünyası ve Doğu Türkistan Jeopolitiği Üzerine, D.T.V Yayınları, İstanbul, 2000

UÇAR, Fuat, Geçmiş-Günümüz ve Geleceğin Türk Dünyası, İstanbul, 2009

http://www.turkdunyası.istanbul.gov.tr/

Yazının sahibi olan Hale arkadaşıma emekleri için teşekkür ederim.

0 yorum :

Yorum Gönder

 
Copyright © -2012 Tarih ve Dünya All Rights Reserved | Template Design by Favorite Blogger Templates | Blogger Tips and Tricks